26 Eki 2025 08:33

İran, Rusya ve Çin'in ortak mektubu ne anlama geliyor?

İran, Rusya ve Çin'in ortak mektubu ne anlama geliyor?

Batı'nın kısıtlayıcı mekanizmalarına karşı çabalarını sürdüren İran ve müttefikleri, 18 Ekim'de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na gönderdikleri mektupta, 2231 sayılı Karar'ın tüm hükümlerinin tamamlanması gerektiğini vurguladı.

İran, Rusya ve Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) Viyana ofisindeki daimi temsilcileri, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi’ye ortak bir mektup gönderdi. Mektupta, nükleer anlaşmanın Avrupalı tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın, İran’a BM yaptırımlarını geri getirme çabalarının hukuken geçersiz olduğu belirtildi. Ülkelerin, anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmediği için yaptırımları tetikleyecek “snapback” mekanizmasını kullanma yetkisine sahip olmadığı vurgulandı.

Bu gelişme, Tahran, Moskova ve Pekin’in daha önce BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi Başkanı’na gönderdiği resmi mektuplarda nükleer anlaşmanın (Ortak Kapsamlı Eylem Planı) resmen sona erdiğini ve anlaşmanın süresinin dolduğunu vurgulamalarının ardından gerçekleşti.

Mektubun İçeriği

Mektubun bir bölümünde, Ajans’ın 2231 sayılı Karar kapsamındaki doğrulama ve izleme ile nükleer anlaşmanın uygulanmasına ilişkin raporunun sonuçlarına dikkat çekildi. Mektupta, “Çin Halk Cumhuriyeti, İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Büyükelçileri ve Daimi Temsilcileri olarak, Dışişleri Bakanlarımızın 28 Ağustos 2025 tarihli ortak mektubuna atıfta bulunmaktan onur duyuyoruz” ifadeleri yer aldı. Bu mektup, Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya’nın BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 (2015) sayılı Kararı ile ilgili eylemleri konusunda ortak bir tutum ifade etmektedir.

Ortak mektupta, “Üç Avrupa ülkesi olan Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa’nın sözde geri çekilme eylemlerinin hukuki ve usul açısından kusurlu olduğunu kabul ediyoruz. Nükleer anlaşmaya ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal eden bu üç ülkenin, Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması (UÇM) çerçevesinde belirlenen prosedürleri tamamlayamadan bu hükümleri uygulama yetkisine sahip olmadığı” belirtilmiştir.

Mektupta ayrıca, 2231 sayılı Karar’ın sona ermesiyle birlikte Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürü’nün BM Güvenlik Konseyi Kararı kapsamındaki doğrulama ve izleme konusundaki raporlama yetkisinin de sona erdiği ifade edilmiştir. İran, Çin ve Rusya temsilcileri, ayrıca Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda, Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı Kararı ışığında İran İslam Cumhuriyeti’nde JCPOA’nın uygulanmasının yanı sıra doğrulama ve izleme faaliyetlerinin 15 Aralık 2015 tarihli Valiler Kurulu kararıyla onaylandığını belirtmişlerdir. Bu karanın geçerliliğini koruduğu ve Ajans Sekreterliği’nin bu konuda takip etmesi gereken tek kaynak olduğu vurgulanmıştır.

Yaptırımları Kaldırmaya Yönelik Diplomatik Çabalar

Moskova, Pekin ve Tahran’ın Grossi’ye mektup gönderme girişimi, İran İslam Cumhuriyeti’nin kendi çıkarlarını koruma, bazı ülkelerin yasadışı eylemlerine karşı koyma ve yaptırımların kaldırılması yönündeki yasal süreci ilerletme çabalarının bir devamı niteliğindedir.

Grossi, son günlerde bir İsviçre gazetesine verdiği röportajda, İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokları hakkında Tahran’ın, UAEA gözlemcilerinin kısıtlı olarak kabul ettiği iddiasında bulunmuştur. Diplomasi başarısız olursa, İran’ın nükleer davasında güç kullanmaktan endişe duyduğunu ifade etmiştir. Bu duruma İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Erakçi tarafından yanıt verilmiş; Erakçi, “Bunu bir endişe olarak mı yoksa tehdit olarak mı söylediğini bilmiyorum ama tehditlerde bulunanlar şunu bilmeli ki, başarısız bir deneyimi tekrarlamak sadece başka bir başarısızlıkla sonuçlanacaktır” demiştir.

Öte yandan, Rusya’nın uluslararası örgütler temsilcisi de, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu’nun son 10 yılda ilk kez İran nükleer konusunu 2231 sayılı Karar kapsamındaki izleme olmaksızın inceleyeceğini ifade etmiştir. Viyana’da bulunan Rusya’nın uluslararası örgütler temsilcisi Mihail Ulyanov, X sosyal medya platformunda “Yaklaşık 3 hafta içinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu, İran nükleer konusunu inceleyecek” şeklinde bir mesaj yayınlamıştır. Ulyanov, “Son 10 yılda ilk kez, artık var olmayan 2231 sayılı Karar kapsamındaki izleme ışığında bu yapılmayacak” şeklinde de eklemiştir.

Uzmanlar, İran, Rusya ve Çin’in bu eylemini önemli olarak değerlendiriyor; çünkü önümüzdeki haftalarda Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Yönetim Kurulu’nun bir toplantısı gerçekleşecek ve bu toplantı, İran nükleer dosyasıyla ilgili yaygın ve çok kutuplu krizlerin ortasında yapılacak.

Viyana’da Hukuki-Siyasi Tartışma

Eski Diplomat Kuroş Ahmedi UAEA'nın İran'da denetleme ve raportalama hakkı olup olmasığına dair şunları söyledi:

2231 sayılı Karara göre, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın nükleer anlaşmanın uygulanması hakkında raporlama görevi bulunmaktadır. Ancak, bu kararın feshedilmesiyle birlikte bu görev kaldırılmıştır. Güvence Anlaşması çerçevesinde raporlama devam etmekle birlikte, İran, UAEA ile 1974 yılında imzalanan kapsamlı bir denetim anlaşması sayesinde 50 yılı aşkın süredir gerektiğinde raporlamaktadır. Ancak, 2231 sayılı Karara göre Ajansın nükleer anlaşmanın uygulanması hakkında raporlama yapma gibi ek bir görevi daha bulunmaktadır ve bu görev artık kaldırılmıştır.

Bu karar ile birlikte, UAEA Genel Sekreteri’nin JCPOA hakkında raporlama görevi sona ermiştir, ancak güvence çerçevesinde raporlamanın devam ettiği belirtilmiştir. Şu anda İran, Çin ve Rusya, böyle bir mektupla 2231 sayılı Kararın süresinin dolduğunu, JCPOA’nın yürürlükten kaldırıldığını ve Ajansın 2231 sayılı Karar çerçevesinde yerine getirmesi gereken herhangi bir yükümlülüğünün kalmadığını bir kez daha teyit etmek istiyor. Batı tarafı da, bu kararın süresinin dolduğu konusunda Tahran, Moskova ve Pekin ile hemfikir görünmektedir.

İran’a BM Yaptırımlarının Geri Getirilmesi Süreci

İngiltere, Fransa ve Almanya, ABD’nin tek taraflı çekilmesinin ardından uygulanmayan 2015 nükleer anlaşmasında yer alan “snapback” mekanizmasını 28 Ağustos’ta işletme kararı almışlardı. Bu mekanizma, İran’ın anlaşmayı ihlal etmesi durumunda BM yaptırımlarını yeniden getirme imkanı sunmaktadır. Nükleer anlaşmanın tarafları olan Rusya ve Çin, BMGK’ye ortak gönderdikleri mektupta, Avrupalı ülkelerin İran’a BM yaptırımlarını geri getirebilecek “snapback” mekanizmasını işletme kararının “hukuken geçersiz” ve “mantıksız” olduğunu savunmuşlardır.

İran, süreci durdurabilmek için İsrail ve ABD’nin saldırıları sonrasında askıya aldığı denetimlerin yeniden başlamasını sağlamak amacıyla 9 Eylül’de UAEA ile Kahire’de bir anlaşmaya varmış; ancak Avrupa ülkeleri tarafından olumlu karşılanan bu adım yeterli görülmemiştir. Tahran’a BM yaptırımlarını kaldıran 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı çerçevesinde “snapback” mekanizmasının işletilmesiyle birlikte süreç, İran ile Avrupa arasında yapılan görüşmelerde bir sonuç çıkmayınca 28 Eylül’de sona ermiş ve İran’a BM yaptırımları otomatik olarak yeniden yürürlüğe girmiştir.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, 12 Eylül’de İran’ın bu durumda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’ndan (NPT) çekilmek gibi adımlar atabileceğini belirtmiştir. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından 18 Ekim’de yapılan yazılı açıklamada, ülkeye BM yaptırımlarının geri getirilmesini sağlayan 2231 sayılı BMGK kararının, önceden belirlendiği gibi resmen sona erdiği ifade edilmiştir. UAEA Başkanı Grossi, BMGK kararı uyarınca her yıl 3 ayda bir İran’ın nükleer faaliyetleri hakkında rapor hazırlamakta ve bunu UAEA Yönetim Kuruluna sunmaktadır. Grossi’nin mayıs ayında sunduğu ve İran’ın nükleer faaliyetlerini eleştiren raporun ardından, İsrail ve ABD İran’a saldırılar başlatmıştır. İranlı yetkililer, Grossi’nin raporunun bu saldırılara yol açtığını öne sürmüştür.

News ID 1931637

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha